Burun Kanaması Neden Olur? Burun Kanaması Nasıl Geçer?


Burun İçi Tümörleri Nelerdir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Burun içi tümörleri, sinonazal bölgedeki mukozal ve/veya kemik yapıların benign ya da malign neoplazmlarıdır. Klinik tablo çoğunlukla tek taraflı burun tıkanıklığı, epistaksis, koku kaybı ve yüz-sinüs ağrısı ile seyreder; ileri olgularda orbital ve servikal bulgular görülebilir. Etiyolojide tütün dumanı, ahşap/deri tozu gibi mesleki maruziyetler, HPV/EBV enfeksiyonları ve kronik inflamasyon öne çıkar. Tanı; endoskopi, kesitsel görüntüleme (BT/MR), gerektiğinde PET ve histopatolojik inceleme ile konur. Tedavi yaklaşımı lezyonun tip ve yayılımına göre endoskopik veya açık cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonlarını içerir; seçilmiş ileri olgularda hedefe yönelik ve immünoterapötik ajanlar değerlendirilebilir. Erken tanı ve multidisipliner yönetim sağkalım ve fonksiyonel sonuçları iyileştirir.

Burun içi tümörleri nedir?

Burun içi tümörleri, burun boşluğu ve paranazal sinüslerde gelişen anormal hücre çoğalmalarıdır. Bu lezyonlar iyi huylu (benign) ya da kötü huylu (malign) olabilir. Benign tümörler genellikle yayılım göstermeden tıkanıklık, kanama ve bası semptomlarına yol açarken; malign tümörler çevre dokulara invaze olabilir ve uzak organlara metastaz yapabilir. Erken tanı, tedavi başarısını ve fonksiyonel sonuçları belirgin şekilde iyileştirir.

Burun içi tümörlerinin türleri

İyi huylu (benign) burun tümörleri

Benign tümörler metastaz yapmaz; ancak boyut ve yerleşime bağlı olarak solunumu zorlaştırabilir veya tekrarlayan kanamalara neden olabilir. Küçük ve asemptomatik olanlar takip edilebilir; semptomatik ya da nüks eğilimi olanlar çoğunlukla endoskopik cerrahiyle çıkarılır.

  • Nazal polipler: Kronik inflamasyonla ilişkili yumuşak doku büyümeleri; tıkanıklık ve koku bozukluğuna yol açabilir.
  • İnvert papillom: Nüks etme ve nadiren malign dönüşüm riski taşıyan mukoza kaynaklı tümör.
  • Hemanjiom: Damar kökenli lezyon; sıklıkla burun kanamasıyla seyreder.
  • Osteom: Sinüs kemiklerinde yavaş büyüyen iyi huylu kemik tümörü; büyük olduğunda drenajı bozabilir.

Kötü huylu (malign) burun tümörleri

Malign lezyonlar invazif seyredebilir ve metastaz yapabilir. Tedavi sıklıkla cerrahiyi, radyoterapiyi ve uygun olgularda kemoterapiyi içerir.

  • Skuamöz hücreli karsinom: Sinonazal bölgede en sık görülen malignite; agresif seyir gösterebilir.
  • Adenokarsinom: Salgı bezlerinden köken alır; ahşap ve deri tozu maruziyetiyle ilişkilidir.
  • Adenoid kistik karsinom: Yavaş ama sinir kılıfları boyunca yayılma eğilimli tümör.
  • Estesiyonöroblastom (olfaktör nöroblastom): Koku epiteline ait nadir, ancak agresif tümör.
  • Lenfoma: Bağışıklık sistemi hücrelerinden kaynaklanan malignite; burun ve sinüsleri tutabilir.
  • Melanom: Pigment hücrelerinden gelişen, hızlı yayılabilen nadir tümör.
  • Nazofarenks karsinomu: EBV ile ilişkili; nazofarenks bölgesinde ortaya çıkar, boyun lenf düğümlerine yayılabilir.

Burun içi tümörlerinin belirtileri

Semptomlar tümörün yeri, boyutu ve komşu yapılara etkisine göre değişir. Aşağıdakiler sık görülür:

  • Tek veya çift taraflı, inatçı burun tıkanıklığı
  • Tekrarlayan veya açıklanamayan burun kanaması
  • Koku alma kaybı ya da azalması
  • Berrak ya da kanlı burun akıntısı ve boğaza akıntı hissi
  • Yüz-sinüs ağrısı, bası hissi ve baş ağrısı
  • İleri vakalarda göz çevresinde şişlik, görme yakınmaları
  • Ağız açmada zorluk ve boyunda şişlik (lenf nodu büyümesi)

Nedenler ve risk faktörleri

Hücresel DNA hasarı tümör gelişiminin temelini oluşturur; tek bir nedene indirgenemez. Aşağıdaki etkenler risk artışıyla ilişkilendirilmiştir:

  • Tütün dumanı: Kanserojen içerik nedeniyle mukozada DNA hasarı.
  • Mesleki maruziyetler: Ahşap/deri tozu, formaldehit ve bazı çözücüler.
  • Hava kirliliği: Uzun süreli partikül ve gaz maruziyeti.
  • Viral enfeksiyonlar: HPV ve EBV belirli alt tiplerde rol oynayabilir.
  • Kronik inflamasyon: Uzun süreli sinüzit ve mukoza irritasyonu.
  • Genetik yatkınlık: Bazı bireylerde artmış duyarlılık.

Tanı ve uygulanan testler

Tanı, klinik değerlendirme ile başlayıp endoskopi, görüntüleme ve histopatoloji ile kesinleştirilir.

  • Öykü ve fizik muayene: Tıkanıklık, kanama, koku kaybı ve ağrı sorgulanır.
  • Nazal endoskopi: Lezyonun yeri, boyutu ve yayılımı doğrudan görüntülenir.
  • BT (Bilgisayarlı Tomografi): Kemik yapı ve invazyon değerlendirmesi.
  • MR (Manyetik Rezonans): Yumuşak doku yayılımının detaylandırılması.
  • PET: Metabolik aktivite ve uzak yayılım araştırması (seçilmiş olgular).
  • Biyopsi ve patoloji: Kesin tanı, alt tip ve grade belirlenmesi.
  • Kan testleri: Genel durum ve tedavi planlamasına destek.

Tedavi ve uygulanan yöntemler

Tedavi, tümör tipine, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre kişiselleştirilir.

  • Takip ve medikal tedavi: Küçük, semptomsuz benign lezyonlarda izlem; inflamasyonu azaltıcı ilaçlar.
  • Endoskopik cerrahi: Semptom veren benign lezyonlar ve seçilmiş erken evre olgular.
  • Açık veya kombine cerrahi: Büyük, yaygın ya da anatomik olarak zor yerleşimli tümörler.
  • Cerrahi rezeksiyon: Malign tümörlerde ana tedavi; negatif sınır hedeflenir.
  • Radyoterapi: Adjuvan, definitif veya palyatif amaçlarla uygulanabilir.
  • Kemoterapi: Neoadjuvan/adjuvan ya da radyoterapi ile eş zamanlı kullanımı.
  • Hedefe yönelik tedavi ve immünoterapi: İleri, nüks veya metastatik hastalıkta moleküler profile göre.

Sıkça sorulan sorular (SSS)

Burun içi tümörleri kanser midir?

Tüm burun içi tümörler kanser değildir; bazıları benign iken bazıları malign olup kanser özelliği taşır.

Erken teşhis edilirse tedavi şansı nedir?

Erken tanı, cerrahi başarıyı ve uzun dönem sonuçları artırır; seçilmiş olgularda kür olasılığını yükseltir.

Hangi yaş grubunda daha sık görülür?

Benign lezyonlar her yaşta görülebilir; malign sinonazal tümörler daha çok orta-ileri yaşlarda görülme eğilimindedir.

Ameliyatla tamamen alınabilir mi?

Pek çok benign tümör tamamen çıkarılabilir. Malign tümörlerde de cerrahi hedef negatif cerrahi sınırdır; çoğu zaman adjuvan tedaviler eklenir.

Tedavi sonrası burun fonksiyonları etkilenir mi?

Cerrahi ve/veya radyoterapi sonrası burun fonksiyonlarında geçici ya da kalıcı etkiler olabilir; uygun teknik ve rehabilitasyonla çoğu hasta fonksiyonlarını sürdürebilir.