Dev Hücreli Kemik Tümörü (Osteoklastom) Nedir? Tanı, Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri


Dev Hücreli Kemik Tümörü (Osteoklastom) Nedir? Tanı, Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri

Dev hücreli kemik tümörü (GCTB), epifiz-metafiz bileşkesinde yerleşen, histolojik olarak osteoklast benzeri dev hücreler içeren, benign fakat yerel olarak agresif bir lezyondur. Tanı klinik ve radyolojik bulgularla desteklenir; kesin tanı histopatoloji ile konur. Birincil tedavi genellikle intralezyonel küretaj, yüksek devirli burring, adjuvan uygulamalar ve boşluğun PMMA çimento veya kemik grefti ile doldurulmasını içerir; seçilmiş olgularda en blok rezeksiyon düşünülebilir. Cerrahiye uygun olmayan, tekrarlayan veya aksiyel iskelet yerleşimli olgularda denosumab gibi RANKL inhibitörleri ve sınırlı endikasyonlarla radyoterapi gündeme gelebilir. Nüks oranları lezyon yeri, büyüklüğü ve uygulanan adjuvanlara göre değişir; düzenli takip önerilir. Nadiren akciğer metastazı görülebilir ve bu olgularda cerrahi rezeksiyon veya sistemik tedaviler değerlendirilebilir.

Dev Hücreli Kemik Tümörü (Osteoklastom) Nedir?

Dev hücreli kemik tümörü; uzun kemiklerin ekleme yakın uç kısımlarında daha sık görülen, iyi huylu olmasına rağmen yerel olarak agresif davranabilen bir kemik tümörüdür. En sık diz çevresindeki femur ve tibia ile el bileği etkilenir; omurga ve sakrum da tutulabilir. Tipik yakınmalar giderek artan ağrı, şişlik, hareket kısıtlılığı ve patolojik kırık riskidir. Tedavinin amacı hem tümör kontrolünü sağlamak hem de eklem fonksiyonunu korumaktır.

Nedenler ve Risk Faktörleri

Osteoklastomun kesin nedeni tam olarak bilinmez. RANK/RANKL yolak aktivasyonu patogenezde rol oynar; hastalık çoğunlukla 20–40 yaş aralığındaki genç erişkinlerde ortaya çıkar ve kadınlarda biraz daha sık görülebilir.

  • Genetik yatkınlık ve moleküler yolaklar
  • Yaş ve cinsiyet dağılımı
  • Tutulum bölgeleri ve mekanik yüklenme

Genetik ve Çevresel Etkenler

Hastalığın gelişiminde hücresel düzeyde RANKL aracılı osteoklast aktivasyonu belirgindir. Çevresel katkılar net değildir; ancak bireysel biyolojik farklılıklar hastalığın seyrini etkileyebilir.

Yaş ve Cinsiyet

En sık 20–40 yaş aralığında görülür ve hafif kadın predominansı bildirilmektedir. İskelet olgunluğuna ulaşmış bireylerde epifiz çevresi tipik yerleşimdir.

Sık Tutulan Kemik Bölgeleri

Diz çevresi (distal femur, proksimal tibia) ve distal radius başlıca yerleşim yerleridir. Sakrum ve omurga tutulumu daha güç tedavi edilir ve nüks riski görece yüksektir.

Belirti ve Bulgular

Hastalık sinsi başlayabilir; zamanla artan şikayetler günlük yaşamı etkiler.

  • Kemik ağrısı ve bölgesel şişlik
  • Hareket kısıtlılığı ve eklem yakınmaları
  • Patolojik kırık riski
  • Şekil bozukluğu ve deformiteler

Ağrı ve Şişlik

Ağrı başlangıçta eforla artarken zamanla istirahatte de sürebilir; eşlik eden şişlik yumuşak dokuya uzanımı düşündürebilir.

Hareket Kısıtlılığı ve Eklem Etkilenimi

Lezyon ekleme yakınsa hareket açıklığı azalabilir; merdiven inip çıkma ve çömelme gibi aktiviteler zorlaşır.

Patolojik Kırık

Kemik dayanıksızlaştığında minimal travmayla kırık oluşabilir; ağrıda ani artış ve fonksiyon kaybı tipiktir.

Deformiteler

Lezyon büyüdükçe korteks incelir ve kemikte şekil bozuklukları gelişebilir.

Tanı Nasıl Konur?

Tanı, klinik değerlendirme ile başlayan ve görüntüleme-biyopsi ile doğrulanan bir süreçtir.

  • Fizik muayene ve ayrıntılı öykü
  • Radyolojik incelemeler (röntgen, MR, BT)
  • Kesin tanı için biyopsi ve patoloji

Klinik Değerlendirme

Duyarlılık, şişlik, hareket kısıtlılığı ve nörovasküler durum değerlendirilir; kırık şüphesi araştırılır.

Görüntüleme Yöntemleri

Röntgen tipik litik, “baloncuklu” görünümü ortaya koyar. MR yumuşak doku uzanımı ve eklem altı tutulumunu, BT kortikal bütünlüğü gösterir.

Biyopsi ve Patoloji

Görüntüleme eşliğinde hedefe yönelik biyopsi yapılarak histolojik doğrulama sağlanır; tedavi planı patolojiye göre şekillenir.

Tedavi Seçenekleri

Amaç tümör kontrolü sağlarken mümkün olan en yüksek fonksiyonu korumaktır. Yaklaşım lezyonun yeri, boyutu, yumuşak doku uzanımı ve nüks öyküsüne göre bireyselleştirilir.

  • Cerrahi tedavi (küretaj, yüksek devirli burring, dolgu)
  • Minimal invaziv ve destekleyici işlemler
  • Radyoterapi ve sistemik tedaviler (seçilmiş olgular)
  • Nüks riskini azaltmaya yönelik önlemler

Cerrahi: Küretaj, Burring ve Dolgu

Lezyon içeriği kürete edilir, çevre sınırlar yüksek devirli frez ve adjuvanlarla temizlenir. Oluşan boşluk kemik grefti veya PMMA çimento ile doldurulur; bazı olgularda en blok rezeksiyon gerekebilir.

Minimal İnvaziv Seçenekler

Sakrum/omurga yerleşimlerinde damar içi embolizasyon, seçili olgularda perkutan çimentolama gibi yöntemler ağrı kontrolü ve stabilite sağlayabilir.

Radyoterapi ve Sistemik Tedaviler

Cerrahiye uygun olmayan veya tekrarlayan olgularda sınırlı endikasyonlarla radyoterapi düşünülebilir. RANKL inhibitörü denosumab, aksiyel iskelet yerleşimi ya da cerrahi öncesi küçültme amacıyla değerlendirilebilir.

Nüks Riski ve Önleme

Nüks riski lezyon yeri ve uygulanan tekniğe göre değişir. Adjuvan kullanımı, yeterli sınır temizliği ve düzenli takip nüksü azaltmaya yardımcı olur.

Tedavi Sonrası İyileşme ve Takip

Ameliyat sonrası süreçte ağrı yönetimi, yara bakımı ve fonksiyonel rehabilitasyon planlanır.

Rehabilitasyon

Kas gücü ve eklem hareket açıklığını artırmaya yönelik, aşamalı egzersiz programları uygulanır; yük verme protokolleri kemik iyileşmesine göre düzenlenir.

Düzenli Kontroller ve Görüntüleme

İlk 2–3 yıl daha sık olmak üzere klinik değerlendirme ve periyodik görüntüleme ile nüks taraması yapılır.

Eklem Koruma Önerileri

Kademeli aktiviteye dönüş, uygun kilo kontrolü ve hedefe yönelik kas güçlendirme eklem yükünü azaltır ve uzun dönem fonksiyonu destekler.

Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Geciken olgularda tümör büyüyerek kemik yapısını bozar, patolojik kırık ve kalıcı fonksiyon kaybı riski artar; nadiren akciğer metastazı gelişebilir.

Yerel İlerleme ve Yayılım

Lezyon genişledikçe korteks incelir ve yumuşak dokuya uzanım artar; tedavi zorlaşır.

Kalıcı Fonksiyon Kaybı

Eklem yüzüne yakın tutulum uzun vadeli hareket kısıtlılığı ve ağrıya yol açabilir.

Komplikasyonlar ve Gecikmiş Tedavi

Gecikme, daha geniş rezeksiyon ihtiyacı, uzamış rehabilitasyon ve daha yüksek nüks riskiyle ilişkilidir.

Sık Sorulan Sorular

Osteoklastom Kanser midir?

Genellikle benign kabul edilir ancak yerel olarak agresiftir; çok nadiren metastaz yapabilir.

Hangi Yaşlarda Daha Sık?

En sık 20–40 yaş aralığında görülür; çocuklarda nadirdir.

Tekrar Eder mi?

Evet, özellikle intralezyonel tedaviler sonrası nüks mümkündür; yakın takip önemlidir.

Ameliyat Sonrası Süreç

İyileşme süresi lezyon yeri ve cerrahi kapsamına göre değişir; fizyoterapi fonksiyonel dönüşü hızlandırır.

Radyoterapi Gerekli mi?

Cerrahiye uygun olmayan veya tekrarlayan seçilmiş olgularda düşünülür; olgu bazında karar verilir.

Akciğer Metastazı Olabilir mi?

Nadir de olsa akciğer metastazı görülebilir; görüntüleme ile tarama ve olguya göre tedavi planlanır.