Endokrin Pankreas Tümörleri: Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Endokrin pankreas tümörleri, çoğu yavaş büyüyen ve bazen hormon salgılayan nöroendokrin kökenli neoplazmlardır. Fonksiyonel tümörlerde üretilen hormona göre hipoglisemi (insülinom), asit hipersekresyonuna bağlı peptik ülserler (gastrinom) veya sulu ishal ve elektrolit kaybı (VIPom) gibi özgül klinik tablolar görülür; glukagonom hiperglisemi ve dermatolojik bulgularla seyredebilir. Ailevi olgular genetik danışmanlık ve düzenli tarama gerektirebilir. Tanıda biyokimyasal testler ile BT, MR ve endosonografi gibi görüntüleme yöntemleri birlikte kullanılır; küçük insülinomların lokalizasyonu güç olabilir. Tedavinin temelini cerrahi rezeksiyon oluşturur; metastatik veya çıkarılamayan hastalıkta semptom kontrolü ve kemoterapi değerlendirilebilir. Kistik pankreas tümörleri (IPMN, MCN, SCN, SPN) heterojen biyoloji gösterir ve tedavi, malignite riski ve klinik bağlama göre kişiselleştirilir.
Endokrin pankreas tümörlerine genel bakış
Endokrin (nöroendokrin) pankreas tümörleri, pankreasın hormon üreten hücrelerinden köken alan ve genellikle yavaş seyreden nadir neoplazmlardır. Bu tümörler bazen ürettikleri hormonları kontrolsüz biçimde kana salarak belirgin klinik tablolar oluşturur, bazen de hormon açısından sessizdir. Çoğu iyi huylu seyretse de bazıları yakındaki dokulara yayılabilir veya uzak organlarda metastaz yapabilir.
Kalıtsal yatkınlığı olan ailelerde nöroendokrin pankreas tümörleri, diğer endokrin bez tümörleriyle birlikte görülebilir. Bu nedenle aile öyküsü olan bireylerde genetik değerlendirme ve düzenli kontrol önerilir.
Belirtiler
- İnsülinomda düzensiz insülin fazlalığına bağlı terleme, titreme, çarpıntı, halsizlik, kaygı, görme bulanıklığı, sinirlilik ve bilinç değişiklikleri; ataklar yemekle düzelebilir ve kilo alımı görülebilir.
- Gastrinomda artmış gastrin nedeniyle mide asidi artar; tekrarlayan, dirençli ülserler ve sindirim yakınmaları gelişir.
- VIPomda aşırı VIP salınımı sulu ishal, potasyum ve klor kaybı ile asit-baz dengesinde bozulmaya yol açabilir.
- Glukagonomda kan şekeri yükselir; sık eşlik eden cilt değişiklikleri görülebilir.
- Hormon üretmeyen nöroendokrin tümörlerde belirtiler özgül olmayabilir ve tanı gecikebilir.
Tümör tipleri
İnsülinom
En sık görülen fonksiyonel pankreas nöroendokrin tümörüdür. Çoğu iyi huyludur, kadınlarda biraz daha sık izlenir. Düzensiz insülin salınımı hipoglisemi ataklarına neden olur. Tümörler genellikle çok küçüktür ve birden fazla odakta bulunabilir, bu da yer tespitini güçleştirir.
Uygun hastalarda kesin tedavi cerrahi çıkarımdır. Metastaz varlığında veya çıkarılamayan hastalıkta sistemik tedaviler değerlendirilebilir.
Gastrinom
Görece nadirdir; pankreasta olabileceği gibi duodenum veya mide çevresinde de yerleşebilir. Sıklıkla kötü huylu davranır ve erken metastaz yapabilir. Artmış gastrin, mide asidini belirgin artırarak ülserlere yol açar.
Temel yaklaşım cerrahi rezeksiyondur. Yayılım söz konusuysa asit baskılayıcı tedavilerle semptom kontrolü sağlanabilir.
VIPom ve Glukagonom
Her ikisi de nadir olup çoğunlukla pankreas bölgesinde görülür. Glukagonom kan şekeri yüksekliği ve cilt bulgularıyla seyreder. VIPomda aşırı VIP salınımı sulu ishal ve elektrolit kaybına neden olur; tanı ve lokalizasyon güç olabilir ve bu nedenle erken metastaz görülebilir.
Öncelik semptomların düzeltilmesidir; uygun olgularda cerrahi ve gerektiğinde kemoterapi planlanır.
Diğer endokrin (non-fonksiyonel) tümörler
Ölçülebilir hormon fazlalığı yapmayan nöroendokrin tümörler daha sık görülebilir ve tanıları zor olabilir. Büyüme ve metastaz paternleri ekzokrin pankreas kanserinden farklıdır. Çoğu olguda amaç, uygunluk halinde cerrahi olarak tümörü çıkarmaktır; seçilmiş metastatik olgularda dahi cerrahi yarar sağlayabilir.
Kistik pankreas tümörleri
Katı tümörlerin yanı sıra içi sıvı dolu boşluklar içeren kistik tümörler de görülür. BT ve MR ile sıklıkla saptanabilirler; her kistik lezyon için ameliyat gerekmez. Tedavi, lezyonun tipine, boyutuna, biyolojik davranışına ve olası metastazına göre belirlenir.
İntradüktal Papiler Müsinöz Neoplazi (IPMN)
Pankreas kanal sistemi içinde papiller büyüme ve mukus üretimiyle karakterizedir. Üretilen mukus, kanallarda genişlemeye ve kistik yapıların oluşmasına neden olabilir. Genellikle ileri yaş erkeklerde görülür ve görüntüleme yöntemleriyle çoğu kez tanınır.
IPMN’ler iyi huylu olmakla birlikte zaman içinde kötü huylu dönüşüm gösterebilir. Ana kanal tutulumu olan olgularda cerrahi (gerekirse total pankreatektomi) önerilir; yan dal IPMN’ler seçilmiş hastalarda izlenebilir.
Müsinöz Kistik Neoplazi (MCN)
Neredeyse yalnızca kadınlarda, çoğunlukla pankreas kuyruğunda görülür. Tamamen iyi huylu olabileceği gibi atipi içeren ve invaziv kansere ilerleyebilen formları da vardır.
Genel yaklaşım cerrahi çıkarımdır.
Seröz Kistik Neoplazi (SCN)
Mukus üretmeyen epitelden gelişir. Çok sayıda küçük kistin oluşturduğu süngerimsi görünüm tipiktir. Daha çok kadınlarda ve pankreas gövde-kuyruk bölgesinde görülür. Kötü huylu dönüşüm son derece nadirdir.
Yekpare Psödopapiler Neoplazi (SPN)
Daha çok genç kadınlarda izlenen nadir bir tümördür. Lezyon içindeki boşluklar genellikle tümör hücrelerinin nekrozuna bağlıdır. Çoğu olgu cerrahi ile tamamen iyileştirilebilir; metastaz nadirdir.
Tanı
Klinik öykü ve fizik muayenenin yanı sıra, hormon düzeylerini değerlendiren testler ile bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans ve endosonografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılır. Küçük ve çok odaklı insülinomların saptanması güç olabilir. Aile öyküsü olan bireylerde genetik değerlendirme ve düzenli izlem önerilir.
Tedavi
Uygun hastalarda küratif yaklaşım cerrahi rezeksiyondur. İnsülinom için cerrahi birinci seçenektir; çıkarılamayan veya metastatik olgularda sistemik tedaviler gündeme gelir. Gastrinomda tümör çıkarımı hedeflenir, yayılım durumunda asit baskılayıcı ilaçlarla semptom kontrolü sağlanır. VIPom ve glukagonomda semptomatik destek ön plandadır; uygunluk halinde cerrahi ve gerektiğinde kemoterapi uygulanabilir. Non-fonksiyonel tümörlerde de, seçilmiş metastatik olgularda cerrahi fayda sağlayabilir. Kistik tümörlerde tedavi, tip ve malignite riskine göre kişiselleştirilir.
İzlem ve genetik danışmanlık
Kalıtsal yatkınlık şüphesinde genetik danışmanlık ve riskli aile bireylerinin belirli aralıklarla kontrolü önerilir. Tedavi sonrası izlem, tümör tipine ve yayılım durumuna göre planlanır.