Hematemez (Kanlı Kusma) Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri


Hematemez (Kanlı Kusma) Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Hematemez, üst gastrointestinal sistemden kaynaklanan kanamanın kusma ile atılmasıdır ve genellikle acil değerlendirme gerektirir. En sık nedenler peptik ülser (H. pylori, NSAID/aspirin), özofagus varisleri, gastrit ve Mallory–Weiss yırtığıdır. Tanıda endoskopi kanama kaynağını saptamada altın standarttır; tam kan sayımı ve pıhtılaşma testleri ile gerektiğinde görüntüleme ve anjiyografi kullanılır. Akut yönetimde sıvı resüsitasyonu ve kan transfüzyonu ile stabilizasyonun ardından endoskopik hemostaz ve nedene yönelik tedavi (PPI, varis band ligasyonu/skleroterapi, H. pylori eradikasyonu) uygulanır. Nüks riskini azaltmak için risk faktörlerinin düzeltilmesi, ilaçların yeniden düzenlenmesi ve takip önem taşır.

Kanlı Kusma (Hematemez) Nedir?

Hematemez, üst sindirim sisteminden (özofagus, mide, duodenum) gelen kanın kusma ile atılmasıdır. Kusma parlak kırmızı renkte olabilir ya da mide asidiyle temas etmişse kahve telvesi görünümü alır. Bu bulgu genellikle aktif kanamaya işaret ettiği için acil tıbbi değerlendirme gerektirir.

Hematemez, solunum sisteminden kaynaklanan balgamda kan (hemoptizi) ile karıştırılmamalıdır. Hemoptizide kan akciğer ve bronşlardan gelirken, hematemezde kaynak sindirim sistemidir; ayırım uygun tedavi açısından kritik önemdedir.

Kanlı Kusma (Hematemez) Neden Olur?

Hematemez çoğunlukla üst gastrointestinal sistemdeki kanamalardan kaynaklanır. Nedenler altta yatan hastalığa, ilaç kullanımına ve eşlik eden risk faktörlerine göre değişir.

  • Peptik ülser (mide/duodenum): H. pylori enfeksiyonu ve uzun süreli NSAID/aspirin kullanımı başlıca etkenlerdir.
  • Özofagus varisleri: Genellikle siroza bağlı portal hipertansiyon sonucu genişleyen damarların kanaması.
  • Gastrit ve eroziv hastalık: Mide mukozasında iltihap ve yüzeyel hasar.
  • Mallory–Weiss yırtığı: Şiddetli kusma/öksürük sonrası kardiya bölgesinde mukozal yırtılma.
  • Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD): Uzun süreli reflüye bağlı erozyon ve kanama.
  • Malignite: Özofagus veya mide kanserleri.
  • Pıhtılaşma bozuklukları/antikoagülanlar: Kanama eğilimini artırır.
  • Alkol kullanımı: Mukoza hasarı ve varis kanaması riskini yükseltir.
  • Yabancı cisim/kimyasal madde yutma: Mukoza travması ve korozif hasar.
  • Travma: Özofagus veya mideye yönelik yaralanmalar.

Kanlı Kusma (Hematemez) Tanısı ve Uygulanan Testler

Tanıda ilk adım, ayrıntılı öykü ve fizik muayenedir. Vital bulgular, eşlik eden semptomlar ve kullanılan ilaçlar değerlendirilir.

  • Üst gastrointestinal endoskopi: Kanama kaynağını belirlemede temel yöntemdir; gerektiğinde biyopsi ve endoskopik tedavi yapılır.
  • Kan testleri: Tam kan sayımı, pıhtılaşma testleri ve biyokimya ile anemi ve koagülopati taranır.
  • Nazogastrik aspirasyon: Mide içeriğinde kanın varlığı ve karakterini göstermede yardımcı olabilir.
  • BT/BT anjiyografi: Kanama odağının ve eşlik eden patolojilerin saptanmasında kullanılır.
  • Selektif anjiyografi: Aktif kanamada hem tanısal hem terapötik (embolizasyon) amaçlı uygulanabilir.
  • H. pylori testleri: Ülserle ilişkili enfeksiyonun doğrulanması için kullanılır.

Kanlı Kusma (Hematemez) Tedavisi

Hematemez acil yaklaşım gerektirir. Öncelik hava yolu, solunum ve dolaşımın stabilizasyonudur.

  • Resüsitasyon: İntravenöz sıvılar ve gerekirse kan/ürün transfüzyonu; oksijen desteği.
  • Endoskopik hemostaz: Kanama odağına enjeksiyon, termal koagülasyon veya klipleme; varislerde bant ligasyonu/skleroterapi.
  • İlaç tedavisi: Proton pompası inhibitörleri; varis kanamasında vazokonstriktör ajanlar ve profilaktik antibiyotikler.
  • H. pylori eradikasyonu: Uygun antibiyotik rejimleri ile nüksün azaltılması.
  • Radyolojik/cerrahi girişimler: Endoskopi ile kontrol edilemeyen kanamalarda anjiyografik embolizasyon veya cerrahi.
  • Destekleyici bakım: Elektrolit dengesi, komorbidite yönetimi ve yakın izlem.

Nüksün önlenmesi için risk faktörlerinin düzeltilmesi (alkolün sınırlandırılması, NSAID/aspirin gerekliliğinin yeniden değerlendirilmesi, düzenli takip) önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Kanlı Kusma (Hematemez) Ne Zaman Acil Bir Durum Olarak Kabul Edilir?

Hematemez her zaman acildir. Şiddetli kusma, baş dönmesi, bayılma, hızlı nabız, terleme veya bilinç değişikliği eşlik ediyorsa derhal acil yardım alınmalıdır.

Kanlı Kusma ve Siyah Dışkılama Birlikte Görülürse Ne Anlama Gelir?

Siyah, katranımsı dışkı (melena) kanın sindirim sisteminde parçalandığını ve kanamanın genellikle üst GI kaynaklı olduğunu düşündürür; bu durum ciddi kabul edilir.

Kanlı Kusma (Hematemez) Görüldüğünde Hangi Testler İlk Yapılır?

Öncelik endoskopidir; eş zamanlı olarak kan testleri yapılır ve klinik gereksinime göre görüntüleme yöntemleri eklenir.

Hamilelikte Kanlı Kusma Normal Bir Durum mudur?

Normal değildir. Gebelikte görülen şiddetli bulantı-kusma eşlik etse bile kanlı kusma komplikasyon göstergesi olabilir ve tıbbi değerlendirme gerektirir.

Kanlı Kusma Psikolojik Faktörlerden Kaynaklanabilir mi?

Doğrudan psikojenik nedenler nadirdir; ancak stres ve yeme bozuklukları ülser veya gastrit gibi fiziksel durumları tetikleyerek dolaylı olarak hematemeze yol açabilir.

Kanlı Kusmanın Görülme Yaşı ve Risk Faktörleri Nelerdir?

Her yaşta görülebilir; ileri yaş, karaciğer hastalığı/siroz, kronik hastalıklar ve uzun süreli NSAID/aspirin kullanımı riski artırır. Alkol bağımlılığı önemli bir diğer faktördür.

Kanlı Kusma (Hematemez) ile İlgili Önleyici Tedbirler Nelerdir?

Alkolü sınırlamak, gereksiz NSAID kullanımından kaçınmak, H. pylori tedavisini tamamlamak, reflüyü yönetmek ve düzenli kontrol yaptırmak koruyucudur.

Kanlı Kusma Tekrarlayabilir mi ve Nasıl Önlenir?

Altta yatan neden düzeltilmezse tekrarlayabilir. Uygun ilaçlar, endoskopik tedaviler ve risk faktörlerinin kontrolü nüksü azaltır.

Kanlı Kusma Sonrası Hangi Diyet Önerilir?

Erken dönemde mideyi yormayan, düşük asitli ve yumuşak gıdalar tercih edilir; baharatlı, yağlı ve asitli yiyeceklerden kaçınılır, yeterli sıvı alınır.

Kanlı Kusma Tedavisinden Sonra Tam İyileşme Mümkün müdür?

Nedene yönelik doğru tedavi ile tam iyileşme sıktır; ancak bazı kronik durumlarda düzenli takip ve bakım gerekebilir.