Kapalı Nefrektomi


Kapalı Nefrektomi

Kapalı (laparoskopik) donör nefrektomi, 1995’ten bu yana canlı böbrek vericilerinde açık cerrahiye minimal invaziv bir alternatif olarak yaygın biçimde uygulanmaktadır. Küçük insizyonlar sayesinde ağrı, kozmetik sonuçlar ve iyileşme süresi açısından avantajlar sağlayabilir; ancak gerekli durumlarda açık cerrahiye dönüş mümkündür. Teknik, tam laparoskopik ve el yardımlı yaklaşımlar ile transperitoneal ya da retroperitoneal yollardan gerçekleştirilebilir. Komplikasyon profili açık cerrahiye göre genellikle daha düşüktür; kanama, komşu organ yaralanması, venöz tromboz ve pulmoner emboli gibi riskler tamamen ortadan kalkmaz. Erken mobilizasyon, multimodal analjezi ve yapılandırılmış taburculuk protokolleri ile çoğu verici birkaç gün içinde evine dönebilir. İzlem, böbrek fonksiyonunun ve genel iyilik halinin değerlendirilmesi için ilk hafta, 1. ay, 6. ay ve 1. yılda planlanır.

Kapalı Nefrektomi (Laparoskopik Donör Nefrektomi)

Kapalı nefrektomi, canlı vericiden böbreğin küçük kesiler ve kamera yardımıyla çıkarıldığı minimal invaziv bir cerrahi yöntemdir. 1995’ten bu yana dünya genelinde yaygınlaşmış, açık ameliyata güvenilir bir alternatif haline gelmiştir. Daha küçük kesiler sayesinde genellikle daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış ve daha iyi kozmetik sonuçlar elde edilebilir.

Kapalı nefrektomi yöntemi nasıl uygulanır?

Açık cerrahide 15–20 cm’lik bir kesi gerekebilirken, laparoskopide karın içine 5–12 mm’lik trokarlar üzerinden kamera ve ince cerrahi aletlerle girilir. Böbreği çıkarmak için ek olarak küçük bir yardımcı kesi yapılabilir. Bazı durumlarda el yardımlı teknik tercih edilir ve hasta güvenliği için gerekirse açık cerrahiye dönülebilir.

Laparoskopik nefrektominin çeşitleri

  • Tam laparoskopik nefrektomi
  • El yardımlı laparoskopik nefrektomi
  • Tam retroperitonoskopik nefrektomi
  • El yardımlı retroperitonoskopik nefrektomi

El yardımlı teknikte cerrahın elinin karın içine girebilmesi için genellikle orta hatta veya göbek altından 8–10 cm’lik bir kesi açılır; bu kesi kozmetik açıdan daha görünür olabilir. Tam laparoskopik yöntemde kesiler daha küçüktür ve ağrı genellikle daha azdır.

Kimlere uygulanır?

Uygun değerlendirmeden geçen hemen tüm canlı böbrek vericilerine açık ameliyata alternatif olarak kapalı yöntem uygulanabilir. Nadir durumlarda ameliyat kapalı başlansa da güvenlik nedeniyle açık cerrahiye çevrilebilir.

Olası riskler ve komplikasyonlar

Laparoskopik yaklaşımda komplikasyonların sıklığı ve şiddeti genel olarak açık cerrahiye göre daha düşük olsa da riskler tamamen ortadan kalkmaz.

  • Kanama ve yeniden ameliyat gereksinimi
  • Dalak veya bağırsak gibi komşu organ yaralanmaları
  • Derin ven trombozu ve pulmoner emboli
  • Enfeksiyon, yara yeri sorunları ve çok nadiren ölüm

Ameliyat sonrası süreç

Küçük kesiler nedeniyle ağrı çoğu hastada daha hafiftir; gerektiğinde hasta kontrollü analjezi ile ağrı yönetimi sağlanabilir. Ameliyattan sonraki ilk gün sıvı gıdalarla başlanır ve erken mobilizasyon teşvik edilir. Çoğu verici 2–3. günde taburcu olabilir.

İlk 1–2 hafta 5 kg’dan ağır yük kaldırmamak ve aktiviteyi kademeli olarak artırmak önerilir. İki hafta sonrasında günlük yaşam aktivitelerine dönüş genellikle mümkündür.

Kontrol ve izlem

Taburculuk sonrası takip genellikle 1. hafta, 1. ay, 6. ay ve 1. yılda planlanır; bu ziyaretlerde böbrek fonksiyonu ve genel iyilik hali değerlendirilir.