Torasik Outlet (Çıkış) Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Torasik çıkış sendromu (TOS), köprücük kemiği ile birinci kaburga arasındaki thoracic outlet bölgesinde brakiyal pleksus, subklavian arter veya venin kompresyonuna bağlı gelişen nörojenik ve/veya vasküler belirtilerle seyreder. Klinik tablo; üst ekstremitede ağrı, parestezi, güçsüz kavrama, duyusal kayıp ve vasküler etkilenmede şişlik, renk değişikliği ve soğukluk ile karakterizedir; baş üstü aktiviteler yakınmaları artırır. Tanısal değerlendirmede fizik muayene ve provokasyon testleri, BT/MR (gerekirse anjiyografi eşliğinde), EMG, Doppler ultrasonografi ve kateter bazlı arteriyografi/venografi kullanılabilir. Tedavide ilk basamak postüral düzeltme, germe-güçlendirme odaklı fizik tedavi, analjezik/antiinflamatuvar ilaçlar ve ergonomik düzenlemelerdir. Persistan semptom, progresif nörolojik defisit, tromboz veya belirgin anatomik darlık varlığında birinci kaburga rezeksiyonu ve/veya skalen kas gevşetilmesi gibi cerrahi seçenekler düşünülür. Erken tanı ve uygun tedavi, fonksiyonel sonuçları iyileştirir ve tromboembolik komplikasyon riskini azaltır.
Torasik Outlet (Çıkış) Sendromu nedir?
Torasik çıkış sendromu (TOS), köprücük kemiği ile birinci kaburga arasındaki dar geçitte bulunan sinir ve damarların sıkışması sonucu gelişen bir tabloyu ifade eder. Bu bölgede yer alan brakiyal pleksus, subklavian arter ve ven üzerindeki bası; omuz, kol ve elde ağrı, uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük gibi yakınmalara yol açabilir. Durum her yaşta görülebilmekle birlikte, baş üstü kol kullanımı gerektiren sporlar (yüzme, tenis, voleybol) ve tekrarlayıcı işler yapan kişilerde daha sık saptanır.
Nedenleri ve risk faktörleri
TOS, bölgedeki yapıları daraltan veya gerilime uğratan pek çok etkene bağlı gelişebilir:
- Boyun, köprücük kemiği veya kaburgalara ait travmalar
- Klavye-mouse kullanımı, montaj hattı işleri gibi tekrarlayıcı üst ekstremite hareketleri
- Voleybol, tenis, golf ve yüzme gibi baş üstü kol aktiviteleri
- Duruş bozuklukları ve omuz-kuşak kas dengesizlikleri
- Uyku pozisyonları/bozuklukları ve omuz-boyun bölgesine uzun süreli bası
- Sırt/omuz çevresi yaralanmaları
- Üst göğüs veya koltukaltında kitle, büyümüş lenf düğümleri
- Doğumsal anatomik farklılıklar (servikal kosta, fibroz bantlar)
- Hamilelik ve hızlı kilo alımı
Belirti ve bulgular
En sık görülen yakınmalar omuz, kol ve elde ağrı ve uyuşma; parmaklarda karıncalanma ve kavrama gücünde zayıflamadır. Damar basısı olan olgularda kolda şişlik, renk değişikliği (solukluk veya morarma), ısı farkı ve dolgunluk hissi görülebilir.
- Boyun, omuz veya elde güçsüzlük ve ince motor becerilerde zorlanma
- Hareket kısıtlılığı ve baş üstü aktivitelerde yakınmaların artması
- Kol ağrısı, şişlik ya da olağandışı kızarıklık
- Boyun ve kürek kemiği çevresinde ağrı
- Siyanoz ya da solukluk
- Duyu azalması ve karıncalanma
Kollar yukarı kaldırıldığında veya omuzların geriye alındığı “asker duruşu”nda şikayetlerin hızla artması tipiktir. Venöz dolaşımda pıhtı oluşumu (tromboz) gelişebilir ve nadiren kopan pıhtı akciğere ilerleyerek pulmoner emboliye yol açabilir. Ani başlayan kol şişliği/renginde değişiklik ile nefes darlığı birlikteliği acil değerlendirme gerektirir.
Tanı yöntemleri
Hekim, öykü ve fizik muayene ile TOS’ten şüphelenirse, etkilenimin sinirsel mi damar kaynaklı mı olduğunu anlamak ve tedavi planını belirlemek için aşağıdaki testleri isteyebilir:
Fizik muayene ve provokasyon testleri
Omuz-kolun belirli pozisyonlara getirildiği manevralarla semptom ve nabız değişiklikleri değerlendirilir; nörolojik muayene ile duyu, kuvvet ve refleksler incelenir.
Bilgisayarlı tomografi (BT)
Toraks girişindeki kemik yapıları ve olası daraltıcı nedenleri göstermek için kullanılır; damar şüphesi varsa BT anjiyografi tercih edilebilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR)
Yumuşak dokuların ayrıntılı değerlendirilmesini sağlar; sıkışmış dokularda ödem ve inflamasyon bulgularını gösterebilir. MRA ile damar yapıları daha netleştirilebilir.
Elektromiyografi (EMG)
Sinir iletimini ve kas yanıtlarını ölçerek nörojenik etkilenimin derecesini ortaya koyar.
Doppler ultrasonografi
Kan akımını ve omuz-kol hareketleri sırasında akımdaki değişiklikleri dinamik olarak değerlendirir.
Anjiyografi ve venografi (arteriyografi)
BT/MR eşliğinde veya kateter bazlı yöntemlerle damar darlıkları ve pıhtılar gösterilebilir; uygun olgularda balon, stent gibi tedavi girişimleri de planlanabilir.
Tedavi
Tedavi, etkilenimin türü ve şiddetine göre kademeli olarak planlanır. İlk basamak genellikle konservatif yöntemlerdir:
- Fizik tedavi ve rehabilitasyon: Postüral düzeltme, göğüs ve boyun ön kaslarına germe, skapula stabilizatörlerini güçlendirme ve sinir kaydırma (nerve gliding) egzersizleri.
- İlaç tedavisi: Ağrı kesici ve antiinflamatuvar ilaçlar; kısa süreli kas gevşeticiler hekimin uygun görmesi halinde kullanılabilir.
- Yaşam tarzı ve ergonomi: Çalışma istasyonunun düzenlenmesi, baş üstü tekrarlayan hareketlerden kaçınma, düzenli egzersiz, kilo kontrolü ve dengeli beslenme.
- Vasküler etkilenme: Hekim uygun görürse pıhtı riskine yönelik antikoagülasyon gibi tedaviler değerlendirilebilir.
Konservatif tedaviye rağmen şikayetleri süren, ilerleyici sinir hasarı bulguları olan, tekrarlayan damar pıhtıları gelişen veya belirgin anatomik darlığı bulunan hastalarda cerrahi seçenekler gündeme gelir. Cerrahi; birinci kaburga rezeksiyonu, skalen kasların gevşetilmesi ve sıkıştırıcı bant/kas dokularının serbestleştirilmesini içerebilir. Yaklaşım hastaya göre supraklaviküler, infraklaviküler veya aksiller yolla planlanır.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
- Omuz, kol veya elde süren uyuşma, ağrı ve güçsüzlük olduğunda
- Kolda ani şişlik, renk değişikliği, soğukluk veya nabızda zayıflama fark edildiğinde
- Nefes darlığı, göğüs ağrısı ve kol şikayetlerinin birlikte gelişmesi halinde acil başvurulmalıdır
- Travma sonrası yeni başlayan yakınmalarda ya da baş üstü aktivitelerde belirginleşen şikayetlerde