Tükürük Bezi Hastalıkları Nelerdir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi


Tükürük Bezi Hastalıkları Nelerdir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Tükürük bezi hastalıkları; enfeksiyöz, obstrüktif, neoplastik ve otoimmün etiyolojilerle ortaya çıkar ve tükürük akımı ile bez fonksiyonunu etkiler. Klinik tablo, ağız kuruluğu, yemekle artan şişlik-ağrı, kötü koku/tat, akıntı ve yüz siniri tutulumuna kadar değişen spektrumda seyreder. Tanısal yaklaşımda öykü ve muayeneyi takiben ultrason, MR/BT, sialografi, sialendoskopi, sialometri ve gerekirse biyopsi kullanılır. Tedavi, nedene yönelik olarak antibiyotik ve destek bakımı, taşlarda konservatif yöntemler veya sialendoskopi/cerrahi, tümörlerde cerrahi ± radyoterapi/kemoterapi ve otoimmün durumlarda semptomatik yönetimi içerir. Önleyici stratejiler arasında ağız hijyeni, yeterli hidrasyon, tütün ve aşırı alkolden kaçınma ile ilaç yan etkilerinin gözden geçirilmesi yer alır.

Tükürük Bezi Hastalığı Nedir?

Tükürük bezleri; parotis, submandibular ve sublingual olmak üzere üç büyük çift ile ağız boyunca dağılmış çok sayıda küçük bezden oluşur. Bu bezler, ağız içini nemlendiren ve sindirimi başlatan tükürüğü üretir. Tükürük bezi hastalıkları; iltihap/enfeksiyon (sialadenit), tıkanıklık ve taş oluşumu (sialolitiazis), iyi ve kötü huylu tümörler, otoimmün bozukluklar ve tedavi/ilaçlara bağlı fonksiyon kaybı gibi geniş bir grubu kapsar.

Hastalıklar tükürük akışını azaltabilir veya tamamen engelleyebilir; bu durum ağız kuruluğu, enfeksiyona yatkınlık, çiğneme-yutma güçlüğü ve ağrı gibi şikayetlere yol açar. Erken tanı ve uygun yönetim, kalıcı doku hasarı ve komplikasyonları önlemeye yardımcı olur.

Tükürük Bezi Hastalıklarının Belirtileri

Semptomlar altta yatan nedene göre değişir; çoğu zaman yemek esnasında belirginleşir ve bezlerin bulunduğu bölgelerde şişlik-ağrı ile seyreder.

  • Ağız kuruluğu ve yapışkanlık hissi
  • Yemekle artan tükürük bezi şişliği ve ağrısı
  • Ağızda kötü tat ve ağız kokusu
  • Çiğneme ve yutma güçlüğü
  • Tükürük kanallarından irinli veya kanlı akıntı
  • Çene, kulak veya boyunda hassasiyet ve ağrı
  • Ağız tabanında kistik şişlik (ör. ranula)
  • Yüzde uyuşma, kas zayıflığı veya asimetri (özellikle bazı tümörlerde)

Başlıca Tükürük Bezi Hastalıkları

En yaygın tablolar; bakteriyel/viral sialadenit, tükürük bezi taşları (sialolitiazis), iyi-kötü huylu tümörler, Sjögren sendromu ve tedavi/ilaç ilişkili xerostomidir. Klinik yaklaşım belirti, bulgu ve görüntüleme ile şekillendirilir; tedavi temel nedeni hedef alır.

Tükürük Bezi Hastalıkları Neden Olur?

Nedenler enfeksiyonlar, tıkanıklıklar, neoplastik süreçler, otoimmün mekanizmalar ve sistemik/iatrojenik etmenleri kapsar.

  • Enfeksiyon ve iltihap (bakteriyel veya viral sialadenit)
  • Tükürük bezi taşları: kanallarda kalsiyum içerikli taşlarla akımın engellenmesi
  • Tümörler: pleomorfik adenom, Warthin tümörü gibi iyi huylu; mukoepidermoid karsinom, adenoid kistik karsinom gibi kötü huylu neoplaziler
  • Otoimmün hastalıklar: Sjögren sendromu başta olmak üzere bezlere yönelik otoimmünite
  • Radyasyon tedavisi ve ağız kuruluğu yapan ilaçlar (antihistaminik, antidepresan vb.)
  • Sistemik hastalıklar ve fonksiyon bozuklukları (ör. diyabet, nörolojik hastalıklar)
  • Kistik lezyonlar (ranula) ve nadiren doğuştan anomaliler

Tanı: Muayene ve Uygulanan Testler

Tanıda öykü ve fizik muayene esastır; bezlerde şişlik, ağrı ve kitle varlığı değerlendirilir. Ardından görüntüleme ve gerekirse laboratuvar yöntemleriyle neden aydınlatılır.

  • Tükürük bezi ultrasonu: taş, kist, apse ve kitleler için ilk basamak
  • MR veya BT: yapısal ayrıntı ve yayılım değerlendirmesi
  • Sialografi: kanalların kontrastlı radyografik incelenmesi
  • Sialendoskopi: kanalların endoskopik görüntülenmesi ve küçük taşların çıkarılması
  • Sialometri: tükürük akış hızının ölçümü
  • Kan testleri ve mikrobiyoloji: enfeksiyon ve otoimmün belirteçler
  • Biyopsi: şüpheli kitleler veya otoimmünite için histopatoloji

Tedavi ve Uygulanan Yöntemler

Tedavi, altta yatan nedene yöneliktir. Bakteriyel enfeksiyonlarda uygun antibiyotikler, hidrasyon, sıcak kompres ve bez masajı uygulanır. Küçük taşlarda bol sıvı, sialogog gıdalar ve masaj ile spontan çıkış desteklenir; büyük/komplike taşlarda sialendoskopi veya cerrahi tercih edilir. İyi huylu tümörler genellikle cerrahiyle çıkarılır; kötü huylu tümörlerde cerrahiye radyoterapi ve/veya kemoterapi eklenebilir. Otoimmün durumlarda semptom kontrolü, tükürük artırıcı ilaçlar, suni tükürük ürünleri ve ağız hijyeni önemlidir.

Tükürük Bezi Ameliyat Fiyatları

Maliyet; hastalığın türü ve evresi, seçilen cerrahi teknik, kullanılan malzeme ve teknoloji, anestezi, hastanede kalış ve ameliyat sonrası bakım gereksinimlerine göre değişir. Kişisel tedavi planı belirlendikten sonra netleşir.

Tükürük Bezi Hastalıklarından Korunma

Korunmada yaşam tarzı düzenlemeleri ve ağız hijyeni belirleyicidir.

  • Günde iki kez diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve düzenli profesyonel bakım
  • Yeterli su tüketimi; şekersiz sakızla tükürük akışını artırma
  • Şekerli ve asitli gıdaları sınırlama
  • Tütün ve aşırı alkolden kaçınma
  • Ağız kuruluğu yapan ilaçlar konusunda hekimle görüşme
  • Diyabet ve otoimmün hastalıklar gibi sistemik durumların kontrolü
  • Gerektiğinde bez masajı ve KBB/dental kontroller

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Tükürük Bezi Hastalıkları Bulaşıcı mıdır?

Bulaşıcılık nedenine bağlıdır. Bakteriyel enfeksiyonlar genellikle kişiden kişiye geçmez; kabakulak gibi viral etkenler bulaşıcıdır. Taşlar, tümörler ve otoimmün hastalıklar bulaşıcı değildir.

Tükürük Bezi Taşı Nasıl Düşürülür?

Küçük taşlar bol su, ekşi gıdalar ve bez masajıyla kendiliğinden çıkabilir. Büyük veya sık tekrarlayan taşlarda sialendoskopik çıkarma ya da cerrahi gerekebilir.

Tükürük Bezi Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Genellikle ağrısız, zamanla büyüyen kitle, yüzde kas zayıflığı/uyuşma, kalıcı şişlik ve ileri olgularda ağrı görülebilir. Erken değerlendirme için uzman başvurusu önemlidir.

Tükürük Bezi Hastalıkları Kendiliğinden Geçer mi?

Hafif enfeksiyonlar istirahat ve hidrasyonla düzelebilir. Ancak taş, tümör ve otoimmün tablolar çoğunlukla tıbbi müdahale gerektirir; gecikme komplikasyon riskini artırabilir.